Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin etkileri, balıkçılık alanında da kendini göstermektedir. Balıkçılığın erkek mesleği olarak kabul görmesi, ülkemizde deniz ve iç sularda balıkçılık yapan kadınların sayılarının, sosyal ve ekonomik sorunlarının da görülmemesine neden olmaktadır. Ekonomik yaşamdaki cinsiyet eşitsizlikleri sadece kadınların değil, tüm aile bireylerinin de yoksullaşmasına neden olan önemli etmelerden biridir. Aile balıkçılığının temelini oluşturan kadın balıkçılar, yasa dışı ve aşırı avlanmanın neden olduğu habitat tahribatı ve biyoçeşitliliğin azalmasından da en çok etkilenen gruptur.
Akdeniz Koruma Derneği, denizel biyoçeşitliliğin korunması çalışmalarını küçük ölçekli kıyı balıkçıları ile hayata geçirirken cinsiyet ayırmaksızın kıyı balıkçılarının sorunlarını da çalışma konularından görmektedir. Bunun için kadın balıkçıların mesleki sorunlarına çözüm üretmek, örgütlenme ve mesleki bilgi konularında kapasitenin artmasını sağlamak ve kadın balıkçıların kamuoyundaki görünürlüğünü arttırmak için Gökova Körfezi, Datça-Bozburun Yarımadası ve Beyşehir Gölü’nde çalıştı. Türkiye’deki kadın balıkçıların dağılım ve sayılarını belirlemek üzere 461 su ürünleri kooperatifi ile görüşerek deniz ve iç sularda balıkçılık yapan 3070 kadın olduğunu belirledi. Projenin ortağı olan Su Ürünleri Kooperatifleri Merkez Birliği ile kadın balıkçılarla ilgili sorun ve ihtiyaçların disiplinler arası değerlendirilip ulusal yol haritalarının belirlenebileceği Kadın Balıkçı Komisyonu’nun kurulması konusunda ilk adımlar attı.